Kalite, sadece dokümantasyondan ibaret değil, yaşayan bir sistemdir. Bu sistemin başarılı döngüsü ise markanın kendisidir. Bir markanın asıl anlamı, kurucularının hayallerinin ölümsüzleşmesinde yatar. Marka, çoğu zaman yalnızca ürüne aitmiş gibi görünse de, aslında onu kuranların, sistemi inşa edip yaşatanların etraflarında olup bitene kayıtsız kalamamaları, bir konuya tutkuyla odaklanmaları ve bu odaktan doğan yüksek çabanın bir sonucudur.

ACF olarak biz, önce ülkemizde, ardından dünyada; iyi ürünleri, adil fiyatlarla, iyi insanlardan oluşan firmalarla, nitelikli hastane ekipleriyle ve güvenilir implant hizmeti verenlerle buluşturmanın mümkün olduğuna inandık.

“İyi”, “nitelikli” ve “güvenilir” kelimeleri, markamızın temel dayanaklarını oluşturdu. İyi bir ürünü, nitelikli malzemelerle ve güvenilir yöntemlerle üretmenin yollarını araştırdık, bulduk, geliştirdik ve titizlikle dokümante ettik. Ardından bu süreçleri, güven bağı kurduğumuz iyi ve nitelikli insanlara emanet ettik Süreçlerimizi iyi planlanmış adımlar ve nitelikli gözlem yöntemleriyle yürüttük; böylece her aşamada güvenilir sonuçlara ulaştık.

Kalite Yönetim Sistemimizi, güçlü bir mevzuat temeli olan MDR yönetmeliği üzerine inşa ettik; dokümantasyonumuzu ise güvenilirliği kanıtlanmış ISO 13485 standardına göre oluşturduk. Bugün de niteliklerimizi, yaptığımız iyileştirmelerle “iyi ürün, iyi insanlar, iyi iş birlikleri” anlayışıyla geliştirerek sürdürüyoruz.

Biz, Sıtkı Aktaş ve Gonca Ünlü Aktaş olarak, iyinin ve iyilerin üzerine kurulan bir sistemin sonsuzluğuna daha ilk günden itibaren inandık. ACF markasını ve bugün ulaştığı güçlü sistemi biz kurup yönetiyor olsak da arkamızda, büyüttüğümüz büyük, iyi, nitelikli ve güvenilir bir ekip var.

Bir markanın kurucularının ektiği tohumların filize, fidana, ağaca ve sonunda meyveye dönüşmesine tanıklık edebilmesi, alabileceği en büyük armağandır. Kurduğumuz sisteme en az bizim kadar sahip çıkan iyi insanlara, artan niteliklerine ve aramızda kurduğumuz sağlam güven bağına gönülden minnettarız.